Turizm sektörünün en köklü ve büyük örgütü TÜRSAB’ın (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) idari yapısında değişiklik öneren yasa tasarısının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, sektörün görüşü alınmadan TBMM’de İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nda görüşülmeye başlanması tepkilere yol açtı. Turizmin sorunlarına çözüm aramak yerine sektörün 52 yıllık örgütünü bölmeye, yargı gözetiminde yapılan seçim yönetmeliğini değiştirmeye ve adındaki “Türkiye” ibaresini kaldırmaya yönelik girişimlerin altında başka amaçların yattığına vurgu yapıldı.
Tasarı hazırlanırken sektör paydaşlarının görüşlerine başvurulmadığına ve bilgi verilmediğine dikkat çeken turizmciler, taslağın yasalaşması halinde sektörde kaotik sonuçların ortaya çıkacağını söyledi. Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, TÜRSAB bünyesinde oluşturulan TÜRSAV Vakfı Başkanı Faruk Pekin ve uzun yıllardan beri turizm yazarlığı yapan Fehmi Köfteoğlu, tasarının getireceği sakıncaları anlattı.
- Faruk Pekin: Sektörün tüm paydaşlarını kapsayan bir yasaya ve bir üst şemsiyeye ihtiyaç varken TÜRSAB’ı bölmek kaotik sonuçlar yaratır. Ayrıca taslağı da görmüş değiliz. TÜRSAB’ın başındaki “Türkiye” başlığı kaldırılacakmış. AB ülkelerindeki uygulamalar ortada. Sizin de yazdığınız gibi TOBB’un başındaki Türkiye ibaresini de kaldırsınlar ve sektörlere göre birlikler oluştursunlar.
‘TÜRKİYE KARŞITLIĞI DEPREŞTİ’
- Fehmi Köfteoğlu: 1972’de 1618 sayılı yasa ile kurulan kamu kurumu niteliğindeki TÜRSAB’ın adındaki “Türkiye” ibaresinin kaldırılıp barolarda yapıldığı gibi birden çok meslek örgütünün kurulmasını amaçlayan yasa taslağı TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’na verildi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, seçtiği bir grup ile yaptığı toplantıda 1618 sayılı yasada yapılacak değişiklikler konusunda bir sunum yaptı. Sunumda birliğin adındaki “Türkiye” ibaresi yer almıyor. Sunumdan sonra söz alan eski TÜRSAB başkanlarından Talha Çamaş, bunun doğru olmayacağını, bu alanda her ülkede faaliyet gösteren meslek örgütlerinin ülke adıyla anıldığını belirterek buna örnek olarak Almanya’daki DRV, İngiltere’deki ABTA ve diğer ülkeleri gösterdi. Daha önce kamu kurumlarından T.C’yi silmek, kamu kurumu niteliğindeki Türkiye Barolar Birliği ve Türk Tabipler Birliği’nden Türkiye adını çıkarma girişimi bu kez de TÜRSAB üzerinden depreşti. Sektör temsilcileri 1618 sayılı yasada sektörel temelde değişiklikler yapılması gerektiğini ancak TBMM’ye sunulduktan sonra görebildiklerini söyledikleri taslağının başka amaçları olduğunu söylüyor.
‘TASLAK PAYLAŞILMADI’
- Bahattin Yücel: TÜRSAB’ın özgün yapısı ve başarılı etkinlikleri yanında köklü geçmişi bazılarını rahatsız ediyor olmalı. Kültür ve Turizm Bakanlığı; dünya ekonomisindeki olumsuzluklar ve pandemi süreci yüzünden büyük değişim geçiren küresel turizmin yarattığı sorunları çözmek yerine neden TÜRSAB yasasını değiştirmeye kalkışıyor anlamak çok güç. TÜRSAB’ın 52 yıllık kurumsal kimliğini yok ederek bölmeye ve “Türkiye” ibaresini kaldırmaya çalışılmasının hiçbir açıklaması yok. Bakanlık kendi belirlediği katılımcılara bile yasa değişikliğine ilişkin makul bir gerekçe öne süremiyor. Devlet gelenekleriyle uyuşmayan ve diğer bakanlıkların görev ve yetki alanlarına giren konulara ilişkin tutarsızlıklar yüzünden ilk tasarıda üç kez düzeltme yapıldı. Ancak henüz seyahat acentaleri ve kamuoyu ile paylaşılan bir taslak yok. Sayın bakanın büyük bir seyahat acentası sahibi oluşu, turizmci kimliği, bu girişimin ticari başarılarını gölgede bırakacağı izlenimi uyanıyor.
‘SİVİLLEŞTİRİYORUZ’ ALDATMACASI
Öte yandan bakan Ersoy 1618 sayılı yasada yapılmak istenen değişiklikler ile ilgili yaptığı açıklamada TÜRSAB’ı sivil toplum örgütü haline getireceklerini söylemiş. Meslek örgütü TÜRSAB’ı STK yapacağını söyleyen Ersoy hazırladığı taslakta acente kuruluşu ve kuruluş teminatından başlayarak tüm yetkileri bakanlıkta topluyor. 1618 sayılı yasada yapılmak istenen değişikliğin bir amacı da barolarda olduğu gibi meslek örgütünün ele geçirilememesi durumunda bölerek parçalarını ele geçirmek olduğu belirtiliyor. İki No’lu baro gibi 4-5 TÜRSAB’cık amaçlandığı, söylenen ile hedeflenen şeyin ayrı olduğunu gösterdiği belirtiliyor.